Connect with us

Medya

Hem sağlıklı hem lezzetli! Bu besin hızla zayıflatıyor

Yayınlayan

da

Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, düşük kalorili ve besleyici bir sebze olan kabağın kilo verme hedefine ulaşmada yardımcı olacağını söyledi. Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi olan bitkilerin profesörü Aysun Bay Karabulut, kilo verme sürecinde beslenme alışkanlıklarının yeniden değerlendirilmesi, sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde kilo kaybetmenin temel bir adımı olduğunu söyledi.

Bu süreçte tüketebilecek birçok sağlıklı gıdanın olduğunu belirten Karabulut, bu gıdalardan birinin de kabak olduğunu söyledi. Kabağın düşük kalorili ve besleyici bir sebze olduğunu bu nedenle de kilo vermeye yardımcı olabileceğini belirten Prof. Dr. Karabulut, “Kabak iyi bir antioksidan deposudur. Lutein, zeaksantin ve beta-karoten gibi karotenoidler açısından zengindir. Bu bileşenler göz, cilt ve kalp ve kemik sağlığına faydalıdır. Prostat kanseri başta olmak üzere pek çok kanser türüne karşı da koruyucudurlar” dedi. Araştırmaların kabuğa yakın bölgelerde daha fazla antioksidan bulunduğunu ifade eden Karabulut, sarı kabağın ise yeşil kabaktan daha yüksek bileşen içerdiğini belirtti.

232 gram kabakta bulunun 3 gram karbonhidrat sayesinde hem düşük karbonhidrat içeriği ile sofraların ekonomik olarak vazgeçilmezi olduğunu da dile getiren Karabulut, “Aynı zamanda kabağın bazı kanser türlerinde kanserli hücreleri öldürdüğü ve büyümelerini engellediğini de söyleyebiliriz. Özellikle içeriğinde çözülebilir lif den zengin olması sayesinde bağırsakların çalışmasını hızlandırır. Faydalı bakterilerin çalışmasıyla çözünebilir lifler sayesinde bağırsaklarda iyi bakterilerin bulunmasını sağlar. Kısa zincirli yağ asitleri üreten bu iyi bakteriler bağırsakları besler. Kısa zincirli yağ asitleri, mikropların atılmasına, bağırsak enfeksiyonlarının azalmasına, İrretable Bağırsak Sendromu IBS ve kolit ülser ve kolon kanserinin engellenmesine yardımcı olur.” şeklinde konuştu.

Kabak ile kilo kontrolü hakkında ise Prof. Dr. Karabulut şunları söyledi:

“Kabak, kilo verme sürecinde etkili bir araç olabilir çünkü şu özelliklere sahiptir. Kabak, düşük kalorili bir gıdadır ve büyük bir porsiyon alabilirken vücudunuza fazla kalori eklememiş olursunuz. Bu, kilo verme sürecinizi destekleyebilir. Kabak, yüksek lif içeriği ile bilinir. Lif, tokluk hissinin artmasına yardımcı olabilir ve aşırı yeme riskini azaltabilir. Ayrıca, düzenli kabak tüketimi sindirim sistemi sağlığını iyileştirebilir. Kabak, yüksek su içeriğiyle hidrasyon sağlar ve sizi tok tutar. Bu, atıştırmalık krizlerini önlemeye yardımcı olabilir” Kabak çeşitleri ve hazırlığına ilişkin de bilgiler veren Karabulut, “Kabak, farklı çeşitleri ve lezzetleri ile gelir. Kabakları çiğ olarak salatalarda veya dilimlenmiş olarak atıştırmalık olarak tüketebilirsiniz. Ayrıca, fırınlanmış veya buharda pişirilmiş kabak yemekleri de lezzetli ve sağlıklı seçeneklerdir” dedi.

Kabak yemeklerinin tariflerini de açıklayan Prof. Dr. Karabulut, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Kabak Noodles: Kabakları ince rendeleyerek ederek makarna yerine kullanabilirsiniz. Üzerine hafif bir domates biber sos ekleyerek sağlıklı ve düşük kalorili bir yemek elde edebilirsiniz.
Kabak Çorba: Kabak çorbası, düşük kalorili ve doyurucu bir seçenektir. İçine farklı sebzeler ekleyerek besleyiciliğini artırabilirsiniz.
Kabaklı köfte: İnce bulgurdan yapılan köfte ile tam buğday unu ile yoğurularak yapılan çimdik köfte sıcak suda haşlanır. Kabaklarda küp ve biraz büyükçe doğranır. Haşlanır. Üzerine yoğurt eklenir. 1-2 diş sarımsak ezilerek konur. Üzerine domates biber sosu saf zeytinyağı biraz kokusu gelsin diye tereyağı eklenerek eritilip dökülür.
Kabak, kilo verme sürecinizde sağlıklı bir sebze seçeneği olarak değerlendirilebilir. Düşük kalorili, yüksek lifli ve lezzetli olduğu için birçok diyet programına uyar. Ancak, dengeli bir beslenme programının bir parçası olarak çeşitli besinleri tüketmek önemlidir. Kabak, kilo kaybı hedeflerinizi desteklemek için sağlıklı bir seçenek olabilir, ancak tek başına bir çözüm değildir.
Ancak, herhangi bir bitki veya bitki bazlı ürünün kilo verme sürecinde tek başına sonuçlar elde etmek için yeterli olmadığını unutmamak önemlidir. Sağlıklı kilo vermek için, dengeli bir beslenme planı, fiziksel aktivite ve yaşam tarzı değişiklikleri ile birlikte gerçekleştirilir. Bitkileri beslenmenize dahil etmek ve onların sağlık yararlarından faydalanmak önemlidir, ancak kilo verme hedeflerinizi sadece bir bitkiye bağlamak yerine daha geniş bir perspektifle ele almanız gerekir. Kilo verme sürecinizde bir sağlık uzmanından veya diyetisyenden rehberlik almak da faydalı olabilir”

Kaynak: https://www.sabah.com.tr/roza/beslenme/hem-saglikli-hem-lezzetli-bu-besin-hizla-zayiflatiyor

Haberin Çıktığı Yerler

  1. https://www.iha.com.tr/istanbul-haberleri/kabak-saglikli-ve-lezzetli-bir-zayiflamaya-yardimci-oluyor-35124531
  2. https://www.cnnturk.com/saglik/saglikli-ve-lezzetli-zayiflamanin-sirri-bu-besinde
  3. https://www.sabah.com.tr/roza/beslenme/bitkilerin-profesoru-karabulut-anlatti-en-fit-vucudun-sirri-bu-besinden-geciyor
Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Medya

70 Derdin Devası: Meyan Kökü

Yayınlayan

da

Tarafından

Adıyaman’da da yetişen ve halk arasında büyük ilgi gören, Glycyrrhiza glabra bitkisinden elde edilen bir bitki kökü olan Meyan’ın birçok hastalığa iyi geldiğini belirten Prof.Dr. Aysun Bay Karabulut, şifalı bitkinin faydalarını hakkında bilgiler verdi.

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim ÜyesiProf. Dr. Aysun Bay Karabulut, 70 derdin devası olarak bilinen meyan kökünün faydalarını sıraladı.

Tıbbi tatlandırıcı ve geleneksel kullanımları için yaygın olarak kullanılan meyan kökünün içerdiği bileşenler nedeniyle birçok sağlık yararı sunduğunu belirten bitkilerinin profesörü Aysun Bay Karabulut, bazı önemli özellikleri kaleme aldı.

Tıbbi amaçlarla yaygın olarak kullanılan meyanın özellikle öksürük, soğuk algınlığı, boğaz ağrısı, mide rahatsızlıkları, astım ve sindirim sorunları gibi rahatsızlıkları hafifletmek için tercih edildiğini söyledi.

Geleneksel tıpta çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılan meyan kökü bitkisinin doğal bir tatlandırıcı olarak özellikle şeker içermeyen gıdalarda ve içeceklerde tercih edildiğini ifade etti.

Anti-inflamatuar özelliklere sahip olan bileşenler içeren bu kökün iltihaplı durumların hafifletilmesine yardımcı olabileceğini de dile getiren Karabulut, “Geleneksel Çin Tıbbında, ağızdan meyan kökü solüsyonu bronşit, soğuk algınlığı, öksürük ve üst solunum yolu enfeksiyonlarını tedavi etmek için reçete ediliyor. Ayrıca epigastrik kramp, dalak ve mide sorunları, kusma, ishal ve soğuk eller ve ayaklar gibi sorunları tedavi etmek için kullanılıyor. Ayrıca, soğuk algınlığı, ateş, baş ağrısı, ağız kuruluğu, öksürük ve boğaz ağrısı, Tozu ile tedavi ediliyor. Granül ile dalak ve mide asit yetersizliği, gevşek dışkı ve iştahsızlık tedavi ediliyor.

Evliya Çelebi tarafından 70 çeşit faydasının olduğu belirtilen meyan kökü bitkisinin Sultan III. Mehmed için hazırlanan tıp risalesinde altı önemli ilaç arasında gösterildiğini de belirten Prof. Dr. Karabulut, “Bunaltıcı yaz sıcaklarında yolunuz Malatya, Diyarbakır, Adıyaman ya da Şanlıurfa’ya düşerse, örneğin Ulu Camii civarlarında sırtladıkları bakır güğümlerde buz gibi, insanın içini serinleten şerbet satan geleneksel kıyafetler giyinmiş satıcılara denk gelirsiniz. Bu şerbet sizin bildiğiniz şerbetlere benzemez. Hem buz gibi eder içinizi, hem de şifa olur birçok rahatsızlığınıza. Sizi ıstırap içinde bırakan böbrek taşlarınızı düşürür, midenizi rahatlatır ve daha neler neler…” dedi.

Biyan balı, doğal kola

Ramazan aylarında, özellikle de iftar saati iyiden iyiye yaklaşmışsa şerbet satıcılarının önünde kuyruklar oluştuğunu ifade eden Karabulut, şunları söyledi:

“Litre litre şerbet alıp evlerine koşuşturanlar mı dersiniz, minareden yükselen ezan sesi başlar başlamaz şerbet dolu bardağı ağızlarına dikerek oruçlarını açanlar mı. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki şehirlerimizle özdeşleşen bu lezzetli şerbet, aynı zamanda kolanın tatlandırılmasında da kullanılan ve örneğin 19. yüzyılda Batı Anadolu’da Levanten şirketleri tarafından kurulan fabrikalarda kendisinden elde edilen birçok ürünün dünyaya ihraç edildiği meyankökünden yapılan şerbettir. Vatandaşlar arasında “doğal kola” ya da “biyan balı” olarak da bilinen bu şerbet, meyankökünün bir süre suyun içerisinde bekletilmesi ile elde edilmekte ve sevilerek tüketilmektedir.”

Tatlı kök

Meyan kökü, baklagiller ailesinin bir üyesi ve çalı türü bir bitki olan meyanın (glycyrrhiza glabra) köküne verilen isim olduğunu da kaydeden Karabulut, bu şifalı bitkinin faydalarını ise şöyle sıraladı:

“Sakız, şeker, kakao ve puding imalatının yanı sıra şerbet ve kola gibi gazlı içecekler ile gıda takviyelerinde, çaylarda, tat ve koku kazandırılmak istenen tütün ürünlerinde kullanılan, ayrıca yeraltındaki gövdesinden baharat da üretilen meyankökünden aynı zamanda sabun, krem ve maske gibi ürünlerin yapımında da yararlanılmaktadır. Yine köklerinin su ile kaynatılmasından damıtılan meyankökü balının tatlı, pasta, şekerleme ve çikolata yapımında kullanıldığı bilinmektedir. Kuzey Avrupa’da tatlılara ve Çin’de ise çeşni olarak yemeklere ilave edilmektedir.

Diyabetten ülsere

Antiinflamatuar, antioksidatif, antiviral, antiülser, antikanser, antialerjenik ve antimikrobiyal özellikleri olduğu bilinen ve başta glisirizin olmak üzere özleri ağızdan, jel ve yağ formu ile deri üzerinden ve damardan alınabilen meyankökünün, tarihî süreç içerisinde karaciğer rahatsızlıklarını, mide ve bağırsak bozukluklarını, ağız hastalıklarını ve muhtelif cilt rahatsızlıklarını tedavi etmek için kullanıldığı bilinmektedir. Vücuttaki iltihaplı hücreleri temizlemekte, nemlendiricilik özelliği ile uzamasına katkı sunduğu saçlara ve cilde parlaklık vermekte, derideki leke ve ölü hücrelerin temizlenmesine katkı sağlamaktadır. Diyabet hastalarının gereksinim duyduğu düşük kalorili şeker ihtiyacını da karşılayabilen ve kan şekerini düşüren meyankökünün etkinliği soda ile karıştırıldığında artış kaydetmekte, ağız yaralarına şifa olan bitki bütün bunlara ek olarak da mide ve bağırsak sistemini temizlemekte, ayrıca böbrek hasarına karşı da savaşmaktadır.

Eski çağlardan itibaren sıtma türü rahatsızlıklara iyi geldiği düşünülen, kış aylarında kuru öksürük ve balgam türü yaygın sorunların giderilmesi için kullanılan, astım ile bronşite iyi gelen ve bağışıklık sistemini takviye eden, iştah açıcı ve kuvvetlendirici olan meyankökünden yapılan çay solunum ve sindirim sorunlarına iyi gelmektedir. Kramp önleyici ve hazmettirici olan bitki aynı zamanda kabızlığa iyi gelmekte, kemik ve eklem ağrılarını dindirmektedir. Stresten kaynaklanan sinir, gastrit ve ülser türü rahatsızlıklarla mücadele etmekte, hemoroid ve gıda zehirlenmesi gibi rahatsızlıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Kadınların menopoz ve regl dönemlerini rahat geçirebilmelerini sağlamakta, regl öncesi ağrı ve şişkinlikleri azaltırken menopoza bağlı hormonal dengesizlikleri gidermektedir. Yine yaz aylarında terleme, düşük tansiyon, halsizlik ve yorgunluk belirtilerini ortadan kaldırmaktadır.

Zararlı da olabilir

Gerçek bir enerji deposu olduğu bilinen meyankökünün insan sağlığı açısından ortaya koyduğu faydaların yanı sıra bazı olumsuz etkileri de vardır. Örneğin potasyum eksikliğine, dokudaki PH değerlerin normalin üzerine çıkması anlamına gelen metabolik alkaloza ve yüksek tansiyona sebep olabileceği tespit edilmiştir. Klinik deneyler bazı insanların meyankökü hassasiyetlerinin yüksek olduğunu ve özellikle de hamileler ile yüksek tansiyonu olanların bitkinin kullanımı konusunda dikkatli olmaları gerektiğini ortaya koymuştur. Öte yandan kontrolsüz meyankökü kullanımı durumunda baş ağrısı, tansiyon, uykusuzluk, kalp sorunları, aritmi, alerji, şişkinlik ve vücudun su tutması gibi yan etkilerle de karşılaşılabilmektedir.”

Kaynak: https://gunebakisgazetesi.com/haber/70_derdin_devasi_meyan_koku_-173397.html

Haberin Çıktığı Diğer Platformlar

  1. https://www.cnnturk.com/saglik/70-derdin-devasi-oksuruk-iltihap-bogaz-agrisi-soguk-alginligi-faydalari-saymakla-bitmiyor-meyan-koku-nedir-meyan-koku-nasil-kullanilir-zarari-var-mi
  2. https://www.posta.com.tr/galeri/evliya-celebi-70-cesit-faydasi-oldugunu-aciklamis-geleneksel-cin-tibbinda-hala-kullaniliyor-bardak-bardak-icenin-evine-doktor-bile-girmiyor-2674806/1
  3. https://www.turkgun.com/70-derdin-devasi-meyan-koku
  4. https://www.star.com.tr/acik-gorus/70-derdin-devasi-meyan-koku-haber-1764553/
  5. https://www.hamlegazetesi.com.tr/bu-ot-70-derde-deva-oluyor
  6. https://www.vitrinhaber.com/70-derdin-devasi-meyan-koku
  7. https://www.tokathaber.com.tr/faydalari-saymakla-bitmiyor-oksurukten-soguk-alginligina-bir-dogal-iyilestirici
  8. https://www.haber16.com/70-derdin-devasi-meyan-koku/1285199/#google_vignette
  9. https://www.urfadasin.com/profesor-aysun-karabulut-sanliurfanin-dogal-kolasi-biyan-balini-anlata-anlata-bitiremedi
  10. https://www.yenimalatya.com.tr/haber/17555943/70-derdin-devasi-malatyada
  11. https://www.salihlisektorgazetesi.com/sifasi-saymakla-bitmiyor-70-derde-deva-bitki/amp
  12. https://turkishnetworktimes.com/70-derdin-devasi-oksuruk-iltihap-bogaz-agrisi-soguk-alginligi-faydalari-saymakla-bitmiyor-meyan-koku-nedir-meyan-koku-nasil-kullanilir-zarari-var-mi-saglik-haberleri/
  13. https://m.yeniakit.com.tr/amp/foto-galeri/66225/mutlaka-evinizde-bulundurun-70-derdin-devasi
Okumaya Devam Et

Medya

Şifayı bitkilerde arayanların kitabı okuyucularıyla buluştu

Yayınlayan

da

Tarafından

‘Bitkilerin Profesörü’ olarak tanınan Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut’un kaleme aldığı ‘Şifayı Tabiatta Bulmak’ kitap, İzmir Kitap Fuarı’nda okuyucularıyla buluştu.

‘Bitkilerin Profesörü’ olarak tanınan Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut’un kaleme aldığı ‘Şifayı Tabiatta Bulmak’ kitap, İzmir Kitap Fuarı’nda okuyucularıyla buluştu. Altı bölümden oluşan kitap, fuarı gezen kitapseverlerden, özellikle de kadın okuyuculardan büyük ilgi gördü.

Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, İzmir Kitap Fuarı’nda Ülkü Ocakları standında okuyucuları ile biraraya geldi. Karabulut, bitkilerde şifa arayanların elinden düşürmeyeceği türde bir eser olan ‘Şifayı tabiatta bulmak’ adlı kitabı okuyucuları için imzaladı.
Sağlık İksirleri, Doğada Hayat Var, Yaşamın Biyokimyasal Sırları, Antioksidanlar ve Stres adlı kitaplarından sonra Şifayı Tabiatta Bulmak isimli kitabı ile okuyucunun karşısına çıkan Prof. Dr. Karabulut’un bulunduğu standı, 27. Dönem MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu da ziyaret etti.

Kitapla ilgili bilgiler veren Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, “İnsanlara dokunmak çok önemli. Bu benim beşinci kitabım. İngilizce yazdığım yazılar da var. Uluslararası kitaplarım da mevcut. 300 civarında da bilimsel makalem mevcut. Bu bilimsel makalelerin bazılarında daha çok Malatya’nın kayısı çekirdeğinin kanserle ilgili faydalarına yönelik ve Elazığ yöresinin pekmezinin faydalarına yönelik çalıştık. Bunları halk okuyabilsin ve faydaya dönüşsün istedik. Halk hangi bitki neyle birlikte yetişir, birbirini nasıl destekler konusunda tam bilgili olamayabiliyor. Biz bunlardan bahsettik. Tüm okurlarıma iyi okumalar diliyorum” dedi.

Nergis çiçeğinin alzheimer hastalığına iyi geldiğini aktaran Karabulut, “Bizlere nasıl yapıldığını soran okuyucularımız oldu. Burada imza atarken bir taraftan da okuyucularımızın sorduğu sorulara yanıt veriyoruz. Çiftçinin ürettiği ürünün değerli olduğunu bilmemiz lazım. Örneğin köylerde domatese çok işlenmeden ulaşabilmek, üzümden yapılan pekmeze kimsayalla karıştırılmadan ulaşabilme ve bunların üretim aşamasından son aşamaya kadar ne kadar sağlıklı olduğu oldukça önemli. Hem bir kadın oluşumuz hem de bir anne oluşumuz ve akademik anlamda yer alışımız bu konuda önemli. Ben stres üzerine de çalışmalar yaptım. Reishi mantarı ve geven otu stresi oldukça azaltıyor. Bu konularda insanları bilgilendirmek için çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

“Milli yerli üretimi desteklemek, katkı sağlamak bu anlamda oldukça önemli”

Özellikle ağrım var diyen kişilerin faydalanacağı bir kitap çıkardığını söyleyen Karabulut sözlerini şöyle sürdürdü; “Bir kişi bana Trabzon hurmasını sordu. Ağrılara iyi geldiğini söyledi. Her bölgenin kendine özgü faydalı olan bitkisi var. İzmir bölgesinin şevketibostanın taş düşürmede etkili olduğu birçok çalışmada gösterilmiş. Bunlardan geçmişte ilaç da elde edilmiş. Çeşmenin de sakızı mübadele yıllarında buradan kesilerek götürülmüş ama şimdiki süreçte de yeniden Tarım Bakanlığı bünyesinde çalışmalara başlandı. Bizler de dağ, taş, bayır, köy diyerek yola çıkıyoruz. Köylerdeki otların özelliklerine göre bilimsel çalışmalara da başladık. Teknokent bünyesinde de İzmir’de bir çalışma başlattık. Bilimsel anlamda yaptığımız çalışmaları da diğer taraftan ürüne dönüştürmek, milli yerli üretimi desteklemek, katkı sağlamak bu anlamda oldukça önemli.”

İmza gününe, STK temsilcileri, gençler, kadınlar ve kitapseverler yoğun ilgi gösterdi. – İZMİR

Kaynak: https://www.haberler.com/yerel/sifayi-bitkilerde-arayanlarin-kitabi-16504486-haberi/?ref=amp_more#news

Haberin Çıktığı Diğer Platformlar

  1. https://www.habergazetesi.com.tr/sifayi-bitkilerde-arayanlarin-kitabi-okuyuculariyla-bulustu
  2. https://www.turkgun.com/sifayi-bitkilerde-arayanlarin-kitabi-okuyuculariyla-bulustu
  3. https://www.yenibakis.com.tr/bitkilerin-profesoru-yeni-cikan-kitabiyla-izmir-kitap-fuarinda-okuyuculariyla-bulustu
  4. https://www.sondakika.com/yerel/haber-bitkilerin-profesoru-prof-dr-aysun-bay-karabulut-u-16504493/

 

Okumaya Devam Et

Medya

Star Gazetesi Açık Görüş’teki Yazım: “Yaşlanma karşıtı geven otu”

Yayınlayan

da

Tarafından

Geven Otu’nun içeriğinde 200’den fazla bileşen izoledir. Bitki vücudun ana enerjisini, yani bağışıklık sistemi, metabolik, solunum ve boşaltım fonksiyonlarını güçlendirmesi nedeniyle değerlidir.

Sarı olur üst yakanın Geven’i/Ben bilmedim peşim sıra geleni/ Şehit derler yar yoluna öleni”

Geven(astragalus) aslında tam bir bozkır bitkisidir. Geven Otu, baklagiller familyasından gelir. Yetiştiği bölgelere göre yapısal anlamda değişim gösteren Geven Otu, Çin’de yetiştiğinden Çin Geveni olarak adlandırılır. Bitkisel tıpta alternatif olarak tercih edilmeye başlayan Geven Otu, koyu kahverengi renginde bir köke sahiptir. Antik bilimcilerin kullanım tercihleri arasında yer alan bitki, günümüzün çeşitli araştırma konularından biridir. Yunanca Topuk Kemiği anlamına gelen Geven Otu, üst solunum yollarında etkili olması sonucunda ABD gibi ülkelerde kullanılmaya başlanmıştır. Küçük çalıların ortak ismi olarak bilinen Geven Otu, yetiştiği ortamlara göre tür ve yapısal bakımdan değişiklik gösterebilir. Ana vatanı Çin ve Moğolistan’dır. İsmi Çince Sarı Lider anlamına gelir. Geven Otunun kullanımına dair ilk bulgular Milat Öncesi 1. yüzyıla dayanan bazı yazılı kaynaklardır. Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinden, çeşitli enfeksiyonlara kadar pek çok alanda kullanılmaktadır.

Karasal iklimden, ılıman bölgelere kadar oldukça geniş bir alanda yayılım gösteriyor. Dünyada yaklaşık 3 bin tür geven bulunuyor. Bilimsel kaynaklara göre Türkiye’de 415 tür geven bulunuyor ve bu türlerin 218 adedi sadece ülkemizde bulunuyor, yani endemik bir bitki aynı zamanda. Tek bir köksapı ile toprağa bağlanan geven, yarım daire şeklinde büyüyor ve yarım dairenin üzeri dikenlerle kaplı. Kökleri çok uzun ve sağlam. Bol topraklı düzlüklerden, adeta kayası çıkmış yamaçlara kadar her yerde büyüyebiliyor.

Toprağı yerinde tutan ot

Poleni oldukça kıymetli ve aromalı olan Geven tıbbi amaçlarla da kullanılmaktadır. Kitre adı verilen madde gevenden elde edilmektedir. Boya sanayinden ilaç sanayine oldukça geniş bir alanda Geven’den elde edilen maddeler kullanılabilmektedir. Kışın uzun geçtiği yıllarda, hayvanlarının samanı biten köylüler dağ eteklerindeki geveni toplayıp, satırlar, baltalarla kıyarlar ve sonra hayvanlara yedirirler. Yani geven bazen de soframıza gelen sütün, etin, tereyağının hammaddesi olabilmektedir. Ancak tüm bunların dışında gevenin bir faydası var ki buraya kadar ifade ettiklerimizin hepsi onun yanında önemini kaybeder. Ormansız bozkırlarda toprağın tutunması çok zordur. Zira bu alanlar aynı zamanda hayvanların yoğun olarak otlatıldığı, üst bitki örtüsünün hem otlatma, hem ot toplama yüzünden çok yoğun zarara uğradığı bölgelerdir. Bu yüzden buralarda toprağı yerinde tutan son liman gevendir. Gevenin dikenli yapısı, hayvanların geveni yemesine engel olur. Bu yüzden geven sökülmediği sürece toprağı tutar, erozyonu engeller. Gevenin yoğun olarak bulunduğu bölgelerde erozyon ilerleyemez. Eğer geven sökülmezse bir müddet sonra çoğalır, yayılır ve erozyonu tamamen durdurur.

Köylere adını verdi

Türkiye’de doğrudan adı Geven, Keven, Gevenli, Kevenli olan onlarca köy var. Hem sanıldığı gibi sadece bir bölgede değil, Uşak’ta da var, Çorum’da da. Kırıkkale’de de var, Van’da da. Anadolu’nun damı sayılan Erzurum Kars bölgesinde de, Güney Doğu Anadolu’da yer alan Mardin’de de içinde Geven geçen deyimler var.

“Sarı olur üst yakanın Geven’i/ Ben bilmedim peşim sıra geleni/ Şehit derler yar yoluna öleni”

Bu dizeler İzmir yöresinden.

Ama benzerini Anadolu’nun en doğusunda da görmek mümkün.

“Şu derenin Geveni/ Geven sarmış bedeni/ Paşadan emir gelmiş/ Seven alsın seveni”

Bingöl’den gelen Maninin, nakarat eklenmiş şeklini Erzurum, Van civarında türkü olarak dinlemek mümkün. Geven sadece manilerde yok Anadolu kültüründe. Deyimlerde, özlü sözlerde de geveni görüyoruz. Her ne kadar bitkiyi küçümsese de bu deyim Erzurum civarında, köylerde sıkça kullanılıyor: “Geven ne ki, gölgesi ne ola”. Zengin kültürü, mutfağı ve tarihi ile bu gün Güneydoğunun yıldızı olan Mardin’de de benzer bir söze rastladım: “Enişte gölgesi, geven gölgesi”.

Böylece biz de gelecek nesillere türkülerde, manilerde geçen Geven’i uzun uzun anlatmak yerine, doğaya götürüp “işte bu gördüğün dikenli kubbenin adıdır geven” diyebiliriz.

Kitre, Anadolu’da yetişen ‘Geven’ otunun gövdesinden sızan ve havada katılaşan yapışkan özellik gösteren öz suyuna verilen addır. Kitre bebeğe ismini vermesi; ana malzemesi oluşundan ve yapılan bebeklerin yüz ifadesini oluşturmak için kitre maddesi kullanılması gerekliliğinden kaynaklanıyor. Kitre bebeğin en önemli özelliği Türk kültür ve folklorunu kompozisyonlar halinde yaşatması ve tüm dünyaya sunmasıdır. Dünyada sadece ülkemizde olması ve Anadolu’ya has oluşu onu diğer sanatlardan ayıran önemli niteliklerin başında geliyor.

Fitokimyasal İçeriği

Astragalus membranaceus’un içeriğinde 200’den fazla bileşen izole edilmiş ve tanımlanmıştır. Geleneksel Çin tıbbı ve diğer bazı geleneksel tıp sistemlerinde de çokça kullanılmıştır. Bilinen bazı faydaları şöyledir:

Astragalus membranaceus, vücudun ana enerjisini, yani bağışıklık sistemi, metabolik, solunum ve boşaltım fonksiyonlarını güçlendirmesi nedeniyle değerlidir. Bu gerçek, farmakolojik çalışmaların Astragalus membranaceus’un telomeraz aktivitesini artırabileceğini, antioksidan, anti-enflamatuar, bağışıklık düzenleyici, antikanser, hipolipidemik, antihiperglisemik, hepatoprotektif, balgam söktürücü ve idrar söktürücü etkilere sahip olduğunu giderek daha fazla doğrulamaktadır. Özellikle Astragalus spp. Radix Astragali’nin kurutulmuş köklerinin bileşenleri, oksidatif stresle ilişkili hastalık modellerinde kalp, beyin, böbrek, bağırsak, karaciğer ve akciğer hasarına karşı önemli koruma sağlar. Astragalus membranaceus’un yaşlanma karşıtı potansiyel uygulamalarını açıklamak için, özütlerinin ve etkili bileşen monomerlerinin yaşlanma ve yaşla ilişkilendirilen hastalıklara karşı etkisini ve mekanizmasını 2017 yılında Antiaging yani yaşlanma karşıtı dergisinde Çinli Bilim insanlarının yaptığı bilimsel çalışmalar ortaya koymuştur.

Astragalus, enerji seviyelerini artırmaya yardımcı olduğu da düşünülen bir bitkidir. Bu nedenle yorgunluk ve halsizlikle mücadelede kullanılabilir. Vücudu serbest radikallere karşı korumaya yardımcı olan antioksidan bileşenler içerir. Bu, hücresel hasarı azaltmaya ve yaşlanmayı yavaşlatmaya yardımcı olabilir.

Astragalus’un iltihap giderici özellikleri olduğuna inanılmaktadır. Bu nedenle romatoid artrit, osteoartrit ve diğer iltihaplı hastalıkların semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir. Bazı araştırmalar, bitkinin kan şekerini düzenlemeye yardımcı olabileceğini göstermektedir, bu da diyabet yönetimine yardımcı olabilir. Ayrıca bitki kan basıncını düşürebilir ve kardiyovasküler sağlığı artırabilir.

Kullanımında dikkat edilmesi gereken hususlar:

İmmünstimulan olması nedeniyle multipl skleroz, sistemik lupus eritematosuz, romatoit artrit gibi otoimmun hastalıkları olan kişilerde kullanılmamalıdır. Yeterli veri olmaması nedeniyle hamile ve emziren bayanlarda kullanılması önerilmez. Hastalık belirtilerinin geçmemesi durumunda veya kullanımı sırasında istenmeyen etki görülürse hekime danışılmalıdır. Kullanımı sırasında semptomlarda iyileşme gözlenmezse hekime başvurulmalıdır. Bitkisel ürünlerle tedavi konusunda eğitim görmüş hekim ve eczacılar denetiminde kullanılmalıdır.

Okumaya Devam Et

Trendler

Copyright © 2023 Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut'un Resmi Web Sayfasıdır.